KIRŞEHİR ABDULKADİR GEYLANİ VAKFI KURUCUSU HACI MUSTAFA YILMAZ;
SABREDENLERE MÜKÂFATLARI HESAPSIZ VERİLECEKTİR. (Zümer, 10)
Allah’a kulluk etmesi için yaratılan, bu görevini yerine getirebilmesi için iman edip ibadet etmek, salih ameller işlemek, Allah’a ve Peygamberine itaat etmekle sorumlu tutulan insan; hayır ve şer, nîmet ve musibet, mal ve evlat, sabır ve cihat, fakirlik ve zenginlik… ile imtihana tâbî tutulmuştur.
Kısaca insan, hayatı ve ölümü ile imtihan halindedir. İnsanın bu imtihanda başarılı olabilmesi, çalışması ve sabırlı olmasına bağlıdır. Çalışmadan ve zorluklara göğüs germeden dünya ve ahiret saadetini elde etmek mümkün değildir.
Bu gerçeği Yüce Allah, Kur’an’da şöyle bildirmektedir:
“Sizi mutlaka imtihana tabi tutacağız, tâ ki içinizden cihada çıkanları (dini ve dünyası için çalışanları) ve (zorluklara) sabredenleri bilelim ve (yaptıklarınızla ilgili) haberlerinizi (îmanınızı) deneyelim.” (Muhammed, 31)
İnsanın dünya ve ahiret nimetlerini elde edebilmesi, hayatını; sıhhat, âfiyet, huzur ve saadet içerisinde sürdürebilmesi, dünyanın birtakım sıkıntı, meşakkat ve zorluklarına dayanabilmesi sabredebilmesine bağlıdır. Hastalık, stres, öfke, kavga, geçimsizlik, uyumsuzluk ve başarısızlık… gibi maddî ve manevî pek çok sıkıntı ve hezimetin meydana gelmesinde sabırsızlık en büyük etkendir.
İnsan, birçok olumsuzluklar, ezâ, cefa ve âfetlerle karşılaşır. Bütün bunlara ancak sabırla karşı konulabilir. Başarı ancak sabırla, sabır da ancak Allah’ın yardımıyla mümkün olur. Bunun için Yüce Allah; ibadetlerde, musibetlere tahammülde, savaşta ve başarıya ulaşmakta sabrı tavsiye etmektedir:
“Ey mü’minler! (İbadetlerin meşakkatlerine ve musibetlere) sabredin, (harp sıkıntılarına tahammül göstererek Allah düşmanlarına) galip gelip (kafirlerle) cihada hazırlıklı ve uyanık olun. Cihada devam edin ve onda sebat edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki, böylelikle kurtuluşa (ve başarıya) eresiniz” (Al-i İmran, 200).
“Sabredenleri sevdiğini” (Al-i İmran, 46) bildiren Yüce Allah, sabır ve namazla kendisinden yardım istenilmesini emretmektedir:
“Ey mü’minler! Sabır ve namazla/dua ile (Allah’tan) yardım isteyin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 123).
Zorluklarla başedebilmek ve çalışmalarda başarılı olabilmek ancak sabırla mümkün olur. Namaz ise insanı her türlü kötülüklerden ve haramlardan alıkoyar. (Ankebut, 45)
Namaz ve sabır; başarı ve huzurun, kötülük ve yasaklardan korunmanın iki temel taşıdır. Namaz da sabır da kolay değildir. Buna ancak mütevazı ve Allah’a saygılı olanlar muvaffak olabilirler. (Bakara, 45)
Sabır, başarının ve mutluluğun anahtarıdır. Çünkü sabır, ziyâdır, aydınlıktır. Sabreden zafere erer. (Ahmed b. Hanbel, I, 307).
Sabreden insan daima huzur içinde olur. Sabır, en hayırlı nimettir.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur.
“… Kim sabretmek isterse Allah ona sabır ihsan eder. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha çok nimet verilmemiştir.” (Buhârî, Rikak, 20. VII, 183)
“Bilin ki hoşlanmadığınız şeylere sabretmekte çok hayır vardır…” (Ahmed, I, 307)
Yüce Allah, peygamberlerine sabrı emretmiş, mü’minlerin de sabırlı olmalarını istemiş ve Kur’an’da akıllı kimselerin Allah rızası için sabrettiklerini bildirmiştir. (Ra’d, 22)
Hasene’ye yani her türlü iyiliklere ve iyi amellere on katı (En’am,160) ve Allah yolunda infak etmeye yediyüz katı mükâfat va’d eden (Bakara, 261) Yüce Allah, zorluğundan ve faziletinden dolayı olmalı ki, sabretmeye hesapsız derecede mükâfat va’d etmiştir:
“Sabredenlere mükâfatları hesapsız (derecede) verilecektir.” (Zümer, 10)
Rabbimiz bizleri musibetlere karşı sabreden, nimetlere şükreden, kendisine namaz ve dua ile yardım dileyen kullarından eylesin. Amîn!
Hayırlı Cumalar