Türkiye’de seçimler öyle karmaşık hale geldi ki,öyle oyunlar, sahtekarlıklar dönüyor ki,saymakla bitiremeyiz. Son yıllarda yapılan seçimlerde göze batan, medyanın deşifre ettiği, gördüğümüz ve duyduğumuz hilelerden bazılarını belirtelim.
1- Gücü, mührü ve yetkiyi eline alan iktidar,kendilerine yardımcı olacak, onların lehine karar alacak ve verecek kurum, kuruluşları ve kitleleri kendi yörüngesine almaktadır. İktidarın göreve getirdiği başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere yetki sarhoşluğuna kapılmışların istekleri doğrultusunda hareket etmektedir.
2- Mükerrer oy kullanmayı engelleyen parmak boyama uygulamasını kaldıran iktidar,hilelere yol açmaktadır. Seçmen yazımında önce imamlara, daha sonra da kendilerine yakın memurlara ve amirlere görevlerde öncelik tanınmaktadır. Oylar sayılırken; Yüksek Seçim Kurulu’nun karar alıp mühürsüz oyları kabul edilmesini içinize sindirebiliyor musunuz?
3- Oy alacağı kurumlara öncelik tanıyarak, din adamları ve muhtarlar üzerinde yoğunlaşmakta, onlara kıyak geçmektedir. Başka kurumların yöneticilerinden çok muhtarları Aksaray’a davet edilmesi, yedirilip, içirilip, hediyelerle uğurlanması,talimatların verilmesi. Avrupa gezileri ve Umre seferleri tertip edilmesi oy avcılığı değil mi?Diğer vatandaşların hakları yenmiyor mu?
4- Seçim yasaklarını iktidara uygulamamak kararlarının alınması. Gereksiz harcamalara ve israflara yol açılması. Devlet araçlarını ve her türlü imkanları iktidarın lehine kullanılmasını sağlayan ,tarafsızlığını yitirmiş bir Yüksek Seçim Kurulu vebal altındadır.
5- Sahte seçmen, sahte ikametgah ve sahte yerleşim yerlerinin çoğalması ve bu rezaletlerin açığa çıkarılması, ölmüş kişilerin seçmen olarak görülmesi,onların yerine oy kullanılması. Terör örgütü başı Feto alçağının daha önce ki yıllarda verdiği “Ölülerinize bile oy kullandırın.” talimatlarını unutmamamız gerekir. Geçen yıl yapılan referandum da iki buçuk milyon sahte oy kullanılmasını nereye koyacağız?
6- 20 milyonu aşkın vatandaşlarımıza sosyal yardımlar yaparak,kömürler, yiyecekler, eşantiyonlar dağıtarak,işe alma, iş verme sözleri vererek, geçici işçi olarak İşkur müessesesini kendi lehlerine kullanmaları ve iktidardan yana olanlara iş verilmesini herkes bilmektedir.
7- Görev yapan memur ve amirler korkularından dürüst görevler yapamamaktadırlar. Çocuklarının işten çıkarılması korkusuyla susmakta ve pusmaktadırlar. İktidara muhalif olanları düzmece bazı kumpaslarla sürgün edilmekte ve mağduriyetleri artırmaktadırlar. Doğruları yazanları,söyleyenleri baskı altına almak, susturmak, hürriyetlerinden yoksun bırakmak,demokrasiyi rafa kaldırmak ilkeleri olmuştur.
7- Seçim yaklaştığında oy hesabıyla emeklilere ve bazı çalışanlara jestler yapılıp iyileştirme taktikleri uygulanmaktadır. Betona, taşa ve demire yatırım yapılarak her yeri inşaat alanına çevirirlerken, kendi yandaş müteahhitlerine ihaleleri ikram ederlerken, tek gayeleri iktidardan düşmemek ve saltanatlarını sürdürmektir.
8- Seçimler yaklaşırken; fakir fukaraya oy için yardımlar sürdürülmektedir. İktidarın kaymağını yiyen zenginler, iş adamları keselerin ağızlarını açmaktadırlar. Marketlerden vatandaşlara hazırlatılan poşetler, koliler ikram edilmektedir. Kapı kapı dolaşıp iş verme, memuriyete alma gibi vaatlerle oy avcılığı devam etmektedir.
Bir örnek verecek olursak; Mucur’a yapılana bir huzur evine seçimden önce alınacak 20 eleman için 500 kişiye söz vermişlerdir.
9- Suriye’den ülkemize bir proje gereği doldurulan 10 milyon civarında ki insanlardan yararlanmak, onlara her türlü yardımı sağlamak ve onlardan oy avantajını hesap etmeleri, ülkenin karanlığa sürüklenmesine yol açmaları unutulmamalıdır.
Yapılan hileler,çifte standartlar,hukukun çiğnenmesi insan haklarına ve yüce dinimiz İslamiyet’e uygun düşüyor mu?
Zalimi sevmeyelim. Zulmü alkışlamayalım. Haksızlıklar karşısında asla susmayalım.
20.01.2019. Ali Aydemir. Mucur